Bu kentin kalabalığı ve gürültüsü beni boğuyor, dayanamıyorum; tenha ve sessiz bir yere gitmek istiyorum örneğin. Oturduğum sokak geceleri uyumuyor, şamatasından uykularım bölünüyor, günümü uyurgezer gibi geçiriyorum; uyuyabileceğim bir sokağa gitmek istiyorum ise başka bir örnek. Her yer şantiye alanı, matkap gürültüsünden çarşıya – pazara çıkamaz oldum; şöyle uygun bir “sit alanı” bulsam da, çekiç sesi bile duymayacağım bir yerde yaşasam diyenleri de duyuyoruz yanımızda, yöremizde. Ne yapıyorum ben, hayal ettiğim hayat bu muydu diye kendi kendini sorgulayarak kendi içinde yolculuğa çıkan bir arkadaşınız olmadı mı? Bütün bir yıl çalış dur… Ev – iş – ev – iş döngüsünde ruhum sıkıldı; iznimi hiç gitmediğim bir yerde kullansam, yenilensem, kendime gelsem derken yakalamayan var mı kendini örneğin? Bu ülke yaşanmaz oldu, başka bir ülkeye gidip yaşamak istiyorum, diyen hiç mi tanıdığınız yok? Soluk alıp verdiğimiz gezegende yaşamak istemeyenlerin sayısının da gün günden çoğaldığını izleyebiliyoruz belgesel filmlerde. Ayrıca boşuna mı uzayda uygarlıklar kuran fantastik edebiyat örnekleri yazılıyor?.. Ütopyalar, distopyalar gün günden artıyor.

 

Farkında olalım ya da olmayalım bir huzursuzluk içinde debelenip duruyoruz kendi küçük dünyamızda da, “dünya² adını taşıyan gezegenimizde de. Bir memnuniyetsizliktir gidiyor evimizde, sokağımızda, mahallemizde, şehrimizde, ülkemizde, gezegenimizde… Herkesin kafasında kendi hayal gücü ve bu hayal gücünü besleyen maddi koşullara paralel bir “gitmek” fikri dolanıyor. “Daha iyi bir hayat mümkün” temelinden güç alan bu fikri öykü yazarlarımız nasıl işleyecek acaba merakımızdan doğdu “yolculuk: gitmek istediğim yer” teması. Gelen öyküler arasında seçim yaparken epeyce zorlandığımı itiraf edeyim. Ve birbirinden farklı olmasına karşın yine de birbirinden el alan, birbirine omuz veren, birbirine göz kırpan, birbirine sırtını yaslayan, birbirinin koluna giren öykülerle karşınıza çıkıyoruz.

 

Bir anımsayalım: Her kapağımızda ne yazıyor?

 

Öykülerde yaşar hayat ve edebiyat… Öykülerle.

 

Gelecek sayılarımızda sizin de temalarımıza uygun öykülerinizi okumak dileğiyle…