Nihayet 2020 yılı bitiyor. Öyle diyorum ve biliyorum ki bu satırları okuyanların çoğu benim gibi yılın bitip gitmesini bekliyor. Dünya göç dalgalarıyla, bölgesel savaşlarla uğraşırken şimdiye kadar sadece distopik hikayelerin bir parçası haline getirdiği bir olayla, salgınla yüzleşti. Nitekim Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi de 2020 Dünya Felsefe Günü mesajına şöyle başlıyor: “Uyanık gözlerle dünyaya bakmaya başladığımdan beri gördüğüm belki de en zor yılı yaşıyoruz.” Dünya tarihi artık 2020’yi bir dönem olarak anlatacak. Öncesi ve sonrası olacak.

Çok kayıplar verdiğimiz, umarım belirli dersler çıkarttığımız bu noktada bizi geleceğe taşıyacak şey umut olacak. Umut denen kavram ise ancak çocuk ile vücut bulacak. Dolayısıyla her ne kadar bugün mantığının kontrolü altında, çeşitli öğrenilmişliklerle hayatını sürdürmeye çalışan birer yetişkin de olsak gelecekle ilgili umut besleyebilmek için içimizdeki çocuğun sesine kulak vermemiz şart. Eğer dinlemeyi başarabilirsek o ses çok şey anlatıyor çünkü!

Sevgili yazarlarımızdan Yeşim Narter’in annesi Tezel Narter sayımızın konusunun çocuk olduğunu duyunca kadim bir masalı hatırlatmış. Hepimiz biliriz Renklerin Kavgası’nı. Gökkuşağını oluşturan renklerin hepsi kendi üstünlüklerini vurgulayarak kavgaya tutuşurlar, bir türlü anlaşmaya varamazlar. Nihayet gök gürültüleri arasında tüm ihtişamıyla yağmur devreye girer ve “Bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız ve her biriniz kendinize özelsiniz şimdi el ele tutuşun ve bana gelin” der. Sonrasında görevlerinin birlik içinde Dünya’yı rengarenk sarmalamak olduğunu hatırlatır. Bu masal birlik olmanın, farklılıkların farkına vararak onları olduğu gibi kabul ederek yaşamanın önemini anlatır. Ve her masal bir öğreti taşır. Kendisine bu anlamlı anekdotu için çok teşekkür ediyorum. 

Sayımızda birbirinden güzel öyküler var. Bu sayının sahibi onlar. Yerlerinden çalmamak için sözü fazla uzatmıyor, sayımızın oluşumu için sundukları harika katkıları için hepsine teşekkürlerimi bir borç biliyorum.