Asıl adı Chloe Anthony Wofford olan Toni Morisson Amerikalı bir yazar. 1931-2019 yılları arasında yaşamış. Howard ve Cornell Üniversitelerinde edebiyat eğitimi almış. Öğretmenlik yapmış. Otuz dokuz yaşında yazmaya başlamış. En Mavi Göz ilk kitabı. Türkçe’ye Zeynep Baransel tarafından çevrilmiş. Yayınlandıktan yıllar sonra değeri anlaşılmış bir yapıt. Nitekim yazar 1993 yılında yeniden yayınlanan kitaba yazdığı Sonsöz’de

bu konuya değiniyor, “hak ettiği saygınlığı ancak yirmi beş sene sonra bu baskıyla elde etti.” diyor.

 

İçine doğduğu toplumun değer yargılarına göre “öteki” olarak doğmuş, derdi olan ve derdini çarpıcı ve samimi bir dille anlatan, okuyucuya duygu geçişini daha ilk paragraftan itibaren sağlayan bir yazar Toni Morisson.

 

Bol ödüllü bir yazar. En önemlileri Pulitzer ve 1993 yılında kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü. Yazar kimliğinin önüne ten rengi ve cinsiyeti eklenerek Nobel’i kazanan ilk siyahi kadın yazar olarak anılıyor.

 

Kitapta yaşanan olaylar mevsimlere bölünerek Sonbahar, Kış, İlkbahar, Yaz şeklinde dört bölüme ayrılmış. Giriş cümlesi: “Aramızda kalsın…” diye başlıyor, okuyucuyu bir sırrı paylaşmaya davet ediyor, devamında romanın konusu hakkında ip uçları veriyor. Sonraki sayfalarda olayları, okur tarafından birleştirilecek parçalara bölüp anlatıyor ve romanda yer alan her karakterin yaşantısının detaylarına giriyor.

 

Yıl 1941. Yer ABD’nin Ohaio Eyaleti. Pecola Breedlove on bir yaşında, evrensel güzellik ölçütü olarak dayatılan kıstaslara göre “çirkin”, yoksul ve siyah bir kız. Claodia ve Frieda adlı kız kardeşler Pecola’nın arkadaşları. Anlatıcı ağırlıkla Claodia, zaman zaman tanrı ve başka anlatıcılar da devreye giriyor. Bir çocuğun yaşadığı trajik olayların başka bir çocuk tarafından anlatılması yaşananlara farklı bir gözle bakma imkânı veriyor.

 

Pecola’nın ruhunun adım adım öldürülüşüne tanıklık ederek okuyacağımız romanın etrafında döndüğü kavramlar; güzellik- çirkinlik algısı, ayrımcılık, hoşgörü- hor görü, kişinin kendisine ve diğer insanlara duyduğu nefret, aşağılanma- aşağılama, ten rengine göre biçimlenen hiyerarşi (beyaz, siyah, siyahi), yoksulluk, çaresizlik, ötekileştirme. Güzellik ve iyiliğin mavi göz, beyaz ten, pembe yanakla eşleştirilmesi, çocukluktan itibaren oyuncaklar, Shirley Temple bebekleri, Mary Jane şekerleri… ile bu algının pekiştirilmesi.

 

Göz kelimesi hemen hemen her sayfada bir veya birden fazla kullanılıyor. Evet, Pecola çaresizce, bir çıkış yolu olarak en mavi gözlere sahip olmak istiyor. Bunun için her gün dua ediyor ama göz kelimesi aynı zamanda görmek, bakış, insanların birbirine bakışı, kendine bakışı, ötekileştirme kavramlarını simgeliyor.

 

Pecola’nın en mavi gözlere sahip olmak için başvurduğu mizantrop, (hümanistin karşıtı, insanın doğasından ve/veya eylemlerinden nefret eden) mesleğini Falcı, Akıl Hocası ve Rüya Yorumcusu olarak tanımlayan Sabunkafa Kilisesi lâkaplı şarlatan, Tanrı’ya hesap sormak için yazdığı mektupta şöyle diyor; “söyle bana Tanrım, bir kızcağızı o kadar uzun zaman, o kadar yalnız nasıl bırakabildin de, o kız bana kadar gelebildi? Nasıl yaparsın bunu? Senin adına üzülüyorum Tanrım. Senin adına üzüldüğüm içindir ki, senin işini senin yerine ben halletmek zorunda kaldım.” Meseleyi kendince halletme biçimi ve Pecola’nın geldiği nokta içler acısı…

 

İtiraf etmeliyim ki kitabı kolay okuyamadım. Bunun yazarın üslubuyla ya da romanın kurgusuyla alâkası yok, ikisi de çok güzel ama konu çok ağır, çok rahatsız edici bir o kadar da ilgi çekici. İçerden biri tarafından yazılmış, sadece siyahlarla beyazlar arasındaki sorunlara değil, siyahların kendi aralarındaki sorunlara da odaklanmış. Kahramanların hikâyelerine ayrı ayrı şahitlik edince hiçbirini canavar olarak göremiyorsunuz. Zorlandım ama bitirince iyi ki bu kitabı yazmış Toni Morisson ve iyi ki elime geçti de okudum dedim.

Beni çok etkileyen şu satırları alıntılayarak yazımı bitirmek istiyorum; “Toprak bazı çiçek türlerine kötü gelir. Bazı tohumları asla beslemez, bazı meyveleri asla yetiştirmez ve ne zaman ki toprak kendi iradesiyle öldürür, biz olanlara razı olup kurbanın yaşamayı hak etmediğini söyleriz. Yanılıyoruz tabi, ama fark etmez. Artık çok geç.“

 

Toni Morisson, En Mavi Göz, Sel Yayınları, Altıncı Baskı, Nisan 2020, 224 Sayfa