Kurdelenin hayatımızda önemsiz bir yer tuttuğunu düşünebilirsiniz. Lakin kurdeleler bağ, bağlama, birleştirme özelliğiyle bizlere değerli gelen şeylerin etrafını sararak deneyimlenen, hissedilen, söylenen ve söylenemeyen duyguların sembolik bir yansımasıdır aslında. Anne karnında bebeğin beslenmesini, sağlıkla büyümesini sağlayan, yaşamın başlangıcını simgeleyen kordon bir kurdeledir âdeta. Doğum sonrası annenin al basmasından korunmak için başına taktığı kırmızı kurdele annenin sağlıklı bir bebek dünyaya getirdiği için sevincini, gururunu gösterir çevresindekilere. Hele hele kız veya erkek oluşuna bağlı olarak takılan pembe ya da mavi kurdeleli altınlar, nazar boncukları… Gelecekte içine hapsolacağımız rollerin imzasıdır o küçücük kurdeleler. İlkokulda okuma yazmayı öğrenenlere takılan kırmızı kurdele ayrımcılığın tohumunu atar farkında olmadan. Gelinlerin beline takılan kırmızı kuşağın özelimize müdahalesine ne demeli?! Özenle hediyelere sarılan, çiçeklerin saplarına takılan renk renk kurdeleler karşımızdaki insana duyduğumuz sevgiyi, saygıyı toplayıp sunmak ister gibi. Yani eskiden öyleydi. Şimdilerde hediyeyi, çiçeği aldığınız yer yapıveriyor paketin süsünü ezberlenmiş, ruhsuz hareketlerle. Gene de aldanmayı seçiyoruz böylesi görkemli kurdeleli paketlerin aşkı simgelediğine. Sonra dolanıyor o kurdeleler ayağımıza, kalbimize. Sancıyarak acıyor yüreğimiz ruhumuza demir atmış kurdeleyi söküp çıkartmak isterken. Sökebilene ne âla, sökemeyen ömür boyu sallanıyor o kurdelenin ucunda. Ha, mutlu sonla bitmiyor mu bazı aşklar. Elbette, bitmez olur mu? Kurdeleye bağlanmış iki yüzükle bir ömür mutluluk dilekleriyle yapılıyor nişanlar. Ve bir makasla kesiyor ortadan ailenin bir büyüğü. Belki de onları birbirine bağlayan kurdele yarım kaldığı için yürümüyor bazı evlilikler. Yürütebilenlerse kurdele yüzüklerinde değil de kalplerinde olduğundan kesemiyor kimse bağı da öyle yürüyor.
Pembe kurdele meme kanserine farkındalık için, mor kurdele şiddet görmüş kadınlara destek için, siyah kurdele kayıplarımıza duyduğumuz acı için vb. simgesel olarak yakalara takılıyor örneğin. Özünde meseleye duyduğumuz bağlılığı, hassasiyeti anlatmak istiyor bu renkli kurdeleler. Bu küçük, pek de önemsenmeyen aksesuar ne kadar çok da yer kaplıyormuş aslında. Eh! Bizler de eninde sonunda siyah bir kurdeleye takılmış resmimizle, o da belki, gitmeyecek miyiz öte tarafa. Siyah kurdele yıpranıp kopup gidinceye kadar, belki bir belki iki jenerasyon en fazlasından, bağımız devam edecek sevdiklerimizle. Sonrası sonsuzluk… Şanslıysak bir gün tozlu kutuların içinde çıkacak bir kurdele. Belki kırmızı, belki pembe, belki mavi, belki mor… Arkamızda bıraktıklarımızın yüzüne bir gülümseme koyacak. Hal böyleyken yazalım dedik kurdeleli öyküler. Hangi ucundan tutacak yazarlarımız görelim istedik. Haydi gelin beraber okuyalım sayfalarını bu sayının. Bir ucundan da biz tutalım kurdelenin.