Sancı
Bu sabah da uykuya teslim oldun. Neredeyse öğlen olmuş, bir türlü kendini yataktan çıkaramıyorsun. Karın seni terk ettiğinden beri bunu çok sık yapıyorsun. Uyur-uyanık bir sağa bir sola dönüyor, kitabını yazmaya nasıl...
Devamını okuBu sabah da uykuya teslim oldun. Neredeyse öğlen olmuş, bir türlü kendini yataktan çıkaramıyorsun. Karın seni terk ettiğinden beri bunu çok sık yapıyorsun. Uyur-uyanık bir sağa bir sola dönüyor, kitabını yazmaya nasıl...
Devamını okuBeykoz-Yalıköy’de, otobüs durağının biraz ilerisindeki bankta yaşlı bir adam oturuyor. Az ötesinde, elinde file kepçesiyle başka bir adam, düşünceli bir şekilde Boğaz’ın sularına bakıyor. Üstünde mavi tulumu, ceketi, başında...
Devamını okuGençliğinde mevsimlik işçiymiş. Günlerce, Çukurova’nın nefes aldırmayan Ağustos sıcağında tarlada pamuk toplarmış. Ondandır yüzü böyle kırışık, 80 yaşında. Elleri de hem pamuk dikenlerinden, hem de kışları çöp toplamaktan...
Devamını okuSabahın ilk ışıklarıyla birlikte gecekondu mahallesi yeni bir güne uyanıyordu. Tek katlı, briketten yapılmış sıvasız küçük evler dizilmişti Ankara Asfaltı’nın kenarına. Memleketin her yanından iş, ekmek ve gelecek arayanların...
Devamını okuHazır olmam söylendi. Aldığım ikilik eğitim bugün bitiyormuş. Yarın buradan dünya diye bir yere gidecekmişim. Orada anne diye olağanüstü bir varlık benimle ilgilenecekmiş. Fedakâr, cefakâr ne demek, karşılıksız sevmek ne demek...
Devamını oku