Hıdır
“Eller yukarı” dedi kara bıyıklı, kalın sesli, nefesi soğan kokulu, silahlı adam: adı Recep. Eline ilk kez aldığı silahın soğukluğu bütün koluna, omzuna kadar yayılmıştı. Ürkütücü bir heykel gibi dikilmişti gece...
Devamını oku“Eller yukarı” dedi kara bıyıklı, kalın sesli, nefesi soğan kokulu, silahlı adam: adı Recep. Eline ilk kez aldığı silahın soğukluğu bütün koluna, omzuna kadar yayılmıştı. Ürkütücü bir heykel gibi dikilmişti gece...
Devamını oku– Günaydın Serpil Hanım, buyurun, hoş geldiniz. – Günaydın Doktor Beycim, nasılsınız? – Siz iyiyseniz, biz de iyiyiz! – Ay, teşekkürler, çok naziksiniz. – Nasıl geçti haftanız? – Valla...
Devamını okuSabahleyin cayır cayır zil sesiyle uyandım. Yıllar sonra anne evinde annesiz uyanmanın şaşkınlığıyla ne oluyor diye yataktan fırladım uyku sersemi, kapıyı yarım açıp kimin geldiğine bakıyorum. Karşımda hiç tanımadığım bir adam...
Devamını okuGözlerini deviriyor az önce oturduğu yerden kalkarken… Niye binmişti ki bu buruşuk kadın vagona?! Ve biner binmez niye gördüğü Çetin olmuştu?! Allahım, neden hep bu böyle oluyor?! Yaşlı bir kadın ya da adam...
Devamını oku“abi dedim lan sana… mahmut abi! bu muydu abiliğin it… bu muydu!” sahilde, denize en yakın kayanın üstüne tünemiş, ağlıyordu sait. burnunu çeke çeke. bildiği bütün kelimeler çekip gitmiş,...
Devamını oku