– Neden her hafta gelmek zorundayım doktor hanım? Bir önceki hamileliğim böyle olmamıştı.
-Hanımefendi bu seferki kese bozuk bir kese. Biz bu durumda bebeğin çok yaşamayacağını gebeliğin kürtajla sonuçlanacağını düşünürüz de o yüzden.
-Ne yani hiçbir şey yapmadan bekleyin mi diyorsunuz?
-Üzgünüm ama öyle!
Annecim sakın ağlama! Sen akıllı kadınsın, bir yolunu bulman lazım. Bak ben buradayım bir yere gitmiyorum. O doktor da çokbilmiş. Kimse bana bir şey sormuyor ama ben burada inatla bekleyeceğim. Sen belki beni duymuyorsun ama ben sana güveniyorum. Ben sizi seçtim. Zaten ablam da hazır bir kardeş istiyorken nasıl vazgeçerim? Sen daha beni tanımıyorsun ama ben görev adamıyım. Sorumluluk sahibiyim. Sen bana güven olur mu?
-Güya üniversite hastanesi ama nasıl hiçbir şey yapmıyorlar, hemen teslim oluyorlar anlamıyorum? Ben iki düşükten sonra bir düşüğü daha kaldıramayacağım.
-Tamam canım, buradan doğru özel hastaneye gidiyoruz. Sen hiç üzme kendini, sil gözyaşlarını lütfen.
Evet ya babam haklı anneciğim. Başka doktor mu yok? Ben de merak ediyorum diğer doktor neler söyleyecek. Benim umudum var bu doktor diğerinden iyi olacak. Sil gözyaşlarını. Ha şöyle sev beni. Elinin sıcaklığı ne güzel geldi bana. Bak ben sakinleştim. Sen de sakinleş benim güzel annecim.
-Evet, başlangıçta bozuk bir kese olmuş olabilir ama şu anda gayet iyi görünüyor. Biz elimizden geleni yapalım. İlaçlar verip bebeğe ve size yardımcı olalım. Gerisini zamana bırakalım, güçlü bir bebekse zaten sorun olmaz. Siz de bu süre zarfında gününüzün çoğunu yatarak geçirin, sakın kendinizi zorlamayın ve onun işini kolaylaştırın.
-Tamam, siz bana rapor yazın ben işe gitmeden istediğiniz kadar evde yatarım.
Yaşasın! Biliyordum bir çözüm bulunacağını. Bak ben üzerime düşeni yapacağım, sen de sıkı dur birlikte başaralım. Birbirimizi severek bekleyelim şu dokuz ayın geçmesini. Acaba adımı ne koyacaksınız? Ha bu arada siz benim cinsiyetimi bilmiyorsunuz ama ben akıllı, yakışıklı ve güçlü bir erkek olacağım. Bu durumda babamla yaptığınız anlaşmaya göre benim adımı sen koyacaksın diye biliyorum. Babam ablamın adını verince ben sana düştüm değil mi annecim? Bu isim işini de birlikte halledebiliriz diye düşünüyorum. Bir rüyanın belki sana bir faydası olur. Kim beni ne kadar sevecek? Aile ne kadar kalabalık? Öyle çok şeyi merak ediyorum ki nasıl geçecek bunca zaman…
Oh be üç ay sonra evden çıkıyoruz galiba bu sefer doktora değil pikniğe gidiyoruz. Ablamın heyecanlı konuşmalarından anladım. Seviyorum ben bu sarı kızı! O da beni seviyor biliyorum. Beni o minik elleriyle çok güzel okşuyor, öpüyor. Cinsiyetimi de öğrendiniz ama henüz ismim yok ortalıkta. Nasılsa daha süre var. Ben beklemeye alıştım. Ben de sizler gibi ormanları ve barbeküyü seviyorum haberiniz olsun. Annemin yediklerine bakıp benim ileride bir tavuk canavarı olacağımı da tahmin ediyorsunuzdur diye düşünüyorum…
Bu ablam da bir âlem! Kendi öptüğü gibi başkalarına da beni öptürmek istiyor. Biraz önce evden ayrılan teyzeme beni öptürdü. “Ata Eren’le vedalaşmayacak mısın teyze?” diyerek. Ya evet artık adım belli. Yedi aylık hamileyken annemin gördüğü bir rüya sayesinde ismimin ilk bölümü belli oldu. Bunda benim de birazcık payım olmadı zannetmeyin. Annem kısa isim sevmediği için daha önce beğendiği bir isim olan Eren’i de ekleyince ismim konmuş oldu. Artık bir an önce doğmak istiyorum ama henüz sekiz aylığım. Hepiniz biliyorsunuzdur doğumu bekleme süresi dokuz ay on gibi bir süreye bağlanmış. Aslında her şey tamamlandı gibi. Bundan sonrası biraz daha kilo almam olacak ama annem beni o kadar iyi besledi ki kilom gayet iyi. Neyse yarın son doktor kontrolüne gideceğiz. Bana kalsa yarın doğmak isterim ama yarın ola hayrola bakalım. İyi geceler güzel ailem…
– Hayatım şu doğum valizini de arabaya koysak mı?
-Yok canım, öyle bir şey olursa ben gelir alırım. Arabayla hastane yarım saat nasılsa.
-Valla ben bir farklılık hissediyorum ama sen bilirsin…
Annem haklı baba ben bu sabah karar verdim biraz erken geliyorum. Aslında bozuk bir kese teşhisiyle sizi korkutsam da (gerçi ben değil; o ilk gittiğimiz doktor korkuttu) annemle yolcuğumuz gayet iyi geçti bana göre. Bekle bekle sıkıldım da. Bir an önce ailemin fertlerini görmek, kokularını duymak istiyorum. Siz bana güvenin bu zor koşulların üstesinden geldim ya, biraz erken gelsem de dışardaki koşullarda da başarılı olacağımdan eminim.
-Ooo, doğum neredeyse başlamış görünüyor. Aç geldiniz değil mi? Telefon edeyim ameliyathaneyi hazırlasınlar. Hadi bakalım bir an önce şu sabırsız delikanlı ile tanışalım.