Kiltablet Mart ayı konumuz “yabancı”, hepimize farklı çağrışımlar yapacak bir kavram. Genellikle tanımadığımız, uzak ya da farklı olan birini veya bir şeyi ifade eder.
Günlük hayatta girdiğimiz birçok ortamda hem yabancı konumunda hem de yabancılar tarafından çevrili oluruz. Aileden ya da çevremizden olmayan insanlar, farklı ülkelerden olan insanlar, o ülkelerin kültürleri, dilleri yabancıdır bize. Bazen de Nilgün Marmara’nın dediği gibi “yabancıların en yakınıyla” çevrilidir etrafımız.
Yabancı merak uyandırır ama korkutur da… Nasıl korkmayalım ki çocukluğumuzda yabancılara karşı bazen paranoya sınırları zorlanarak uyarılmışızdır çoğumuz. Yabancıya yaklaşma, elinden bir şey alma, konuşma…
Bu yüzdendir belki yaban ellere, dillere, kültürlere, kişilere, mesafeli durmamız.
Gerçi dünyanın bugün geldiği noktada, seyahat etme kolaylığı, zorunlu göçler, iş, eğitim gibi nedenlerle farklı ülkelerde yaşama eğilimi yabancı olma durumuna farklı bir boyut getirmiştir. Farklı ülkelere, kültürlere uyum sağlama çabaları bir yana “yabancı” olmak bir içsel yalnızlık ya da kimlik sorunu haline de gelebilir.
“Yabancı” olmak durumunu insanın deneyimlemediği, tanımadığı, keşfetmediği şeylerin simgesi olmaktan çıkarmak için korku ve belirsizlik duygularımızdan arınıp yeni şeyleri, insanları, yerleri tanıma, anlama fırsatına dönüştürebilir miyiz?
Unutmayalım biri bize yabancıysa biz de ona yabancıyız demektir. Tanıyıncaya kadar… Gelin Yunus Emre’ye kulak verelim;
“Ben de bir zamanlar baktım bakıldım,
Bir zamanlar ben de bir yabancıydım.”
Bir zamanlar “yabancı” olduğumuz dünyayı keşfedersek anlar ve ona ait olma şansını yakalayabilir miyiz? Yine Yunus Emre’ye kulak verelim;
“Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Bu dünya kimseye kalmaz.”
Sayımıza katkıda bulunan ve kendi yabancılarını, yabancılıklarını bize anlatan yazarlarımız;
Hediye Nar, Sultan Deliklitaş, Nezir Suyugül, Canan Kuzuloğlu, Yayla Boztaş, Sevin Sezgin, Sulhiye Bekaroğlu, Füsun Uzunoğlu, Aliye Zorlu Mit’e ve Albert Camus’nun Yabancı adlı kitabını tanıtan Yasemin Pforr’a çok teşekkür ediyoruz. Keyifli okumalar.