Yazar: Sülbiye Yıldırım

Devrimcinin Vedası

Sabah yürüyüşü taş fırın önündeki kuyrukta sonlandırdım. Kahvaltı için nar gibi kızarmış şahane pideden, oğlumun nesini sevdiğini anlayamadığım, tatsız tuzsuz susam yığını gevrekten alacağım. Yaz sezonu önündeki kuyruk hiç...

Read More

Kırmızı Oje

  Bu sabah berbat bir kokuyla uyandım. Tıpkı benim sokaktaki kedilerin zehirlendiği o günlerdeki gibi leş kokusu sarmış her yanı. Giriş katlarda oturanların şikâyeti üzerine kadının biri kedileri zehirleyip ölülerini çöp...

Read More

Dilek

Kadın, hasta yatağında upuzun, ölü gibi yatıyor. Kupkuru teninin balmumu görüntüsü bütün soğukluğuyla ecza kokan odayı kaplıyor. Kızı da başucunda otuz iki gündür aynı şeyleri tekrarlıyor. Her akşam mesai çıkışı geliyor, onu...

Read More

Malika

“İyi niyetimizi kullandın, sana olan güvenimizi yıktın.” “Duyduğumda inanmak istemedim ama söyleyen sağlam.” “Hep böyle olmaz mı? Güvenini kazanırlar, sonra gelsin arkandan iş çevirmeler.” “Yok öyle şey, asla! Arkadan iş...

Read More

Dolunay

Sokağın birbirine yaslanmış sarı boyalı çarpık evleri, betonun soğukluğundan sarının donukluğuna sığınan görüntüleriyle uykudalar. Perdeleri kapalı, hiçbirinde ışık yok. Issızlığını bölen köpek havlamaları da olmasa, koskoca...

Read More
  • 1
  • 2