Bilenler Susar *
“Ölüler her şeyi bilir; öğrenmenin yolu da ölmektir. Ölüp yok olan, ölülere karışan, yerin, suyun altına inip onlardan salık alan, gökyüzüne, onun da ötesine çıkıp ışığı aydınlığı, bilgeliği oradan, çiçek derer gibi,...
Read More“Ölüler her şeyi bilir; öğrenmenin yolu da ölmektir. Ölüp yok olan, ölülere karışan, yerin, suyun altına inip onlardan salık alan, gökyüzüne, onun da ötesine çıkıp ışığı aydınlığı, bilgeliği oradan, çiçek derer gibi,...
Read More“Tek bildiği, denize gitmeğe her kalkışışında, Sazandere’yi düşünerek yollara düştüğü sonra da ya üşendiği, ya başka yerlere giden arkadaşlarına uyduğu, ya da yolun bozuluverdiği, arabaların işlemeyiverdiği bir sıraya rastladığı...
Read MoreRüzgâr şişeyi yuvarladığında sokağına dönmüştü. Gece yarısını geçiyordu. Bir an için gündüz gibi aydınlandı ortalık. Sonra şimşeğin korkunç sesi sokağı kalın bir battaniye gibi örttü. Apartmanlardan birinin üst katından...
Read MoreGergindi. Sandalyenin arkalığındaki siyah deri montunu aldı. Eski bilgisayarlar, monitörler, şarj kabloları, işlemciler, ana kartlar, fanlar, dokunmatik fareler, bilgisayar ekranları, klavyeler duruyordu raflarda. İlk bakışta...
Read MoreDostlarla dolu neşeli bir yemek masasında, ellerimizi ısıtan bir bardak çayla vapurda, birazdan kopacak fırtına habercisi, kararan gökyüzüne bakarken ya da Feride’nin perşembe akşamı neden öyle baktığını düşünerek yürürken...
Read More