Öylesine Bir Gün
Servisten indikten sonra ellerini ceplerine tıkıştırdı. Bir iki adım sonra durdu ve paltosunun yakalarını kaldırdı. Bunu yaparken kendine kızıyordu çünkü elleri daha yeni ısınmaya başlamıştı. Aptallığına bozularak...
Devamını okuServisten indikten sonra ellerini ceplerine tıkıştırdı. Bir iki adım sonra durdu ve paltosunun yakalarını kaldırdı. Bunu yaparken kendine kızıyordu çünkü elleri daha yeni ısınmaya başlamıştı. Aptallığına bozularak...
Devamını okuAdım Hasan. On bir yaşındayım. Hiç seslenmeyin boşuna… eğer sırtım dönükse duymam. Sadece dudaklarınızdan dökülen kelimeleri okuyabilirim. Küçüklüğümde yitirmişim sesleri. Ama renkleri çok severim. En çok da...
Devamını okuSıcak nefesinin camda oluşturduğu buğulu sise parmağıyla bir kuş çizdi ve kendi kendine gülümsedi .Bitmedi diye düşündü bu kuşlara ve yollara olan ölümcül düşkünlüğü. Nerede ve ne zaman başladığını bilmediği bu derviş...
Devamını okuKızım, kocasının ölüsünün yanında saatlerce gözyaşı döktükten sonra yüzünü dizlerine gömerek susmuştu. Damadımın, Barnard’ın bir gün önce şu kara tahtalarda çıplak ayakları üzerinde canlılıkla dolanan bedeni, öylece, kenara...
Devamını okuBin sekiz yüzlü yıllarının ortalarıydı… Kar diz boyuydu. İki karış karın altı yine buzdu. Biliyor. Yürüdükçe ezeceği karlar da az sonra buz olacaktı. Bu cehennemi soğuk Kafkasya Dağlarının eteklerinde daha aylarca...
Devamını oku