Gece Nöbeti
Şehrin o unutulmuş köşesinde gece olunca nöbetler hiç de keyifli geçmezdi. Çok sıkılınca kapının önüne çıkar, sokak köpeklerini çağırır, başlarını okşar, onlarla sohbet ederdim. Ne yazık ki köpekler bile bu garip şehrin...
Devamını okuŞehrin o unutulmuş köşesinde gece olunca nöbetler hiç de keyifli geçmezdi. Çok sıkılınca kapının önüne çıkar, sokak köpeklerini çağırır, başlarını okşar, onlarla sohbet ederdim. Ne yazık ki köpekler bile bu garip şehrin...
Devamını okuSoğuk. Karanlık. Titrek alevlerin ışığı geziniyor rutubetli duvarların üzerinde. Yapayalnızım. Bir sandalyeye sımsıkı bağlanmış ellerim ve ayaklarım. Çırpınıyorum ama kurtulamıyorum. Zorlandıkça bileklerimi daha da sıkan ipler...
Devamını oku“Bir arkadaşımın tavsiyesiyle haberdar olduğum bu öyküyle 20 yıl önceki ilk karşılaşmamı dün gibi hatırlıyorum.” İlk baskı için hazırlanan önsözde Jean d’Ormesson böyle demiş, yıl 1997. Bu sözler zaman düzeltmesiyle benim için...
Devamını okuAynı masadayız. Karşımda oturmuş eski günleri yâd ediyor. Bu güzel şehrin bir başıma tadını çıkartacakken, çığlık çığlığa adımı bağırıp karşıma kurulduğundan beri hiç susmuyor. Neredeyse nefes bile almayacak. Karşılaştığımız...
Devamını okuKİTAP-ÖYKÜ TANITIMI: Dilek Yılmaz Bir kadeh sıcak şarabı şömine başında, kızıldan sarıya oynaşan alevlerin karşısında yudum yudum içmişim de hafif bir sarhoşluğun etkisindeymişim gibi hissettim elimdeki kitabın son sayfasını...
Devamını oku