ZEYTİN’E DÖNÜŞ
Islak, kurşuni ve boğucu bir hava vardı bu akşam. Serkan, sıkışık trafikte yol almaya çalışıyordu. Annesine sakinleştirici verip arka koltuğa uzatmışlardı. Derin ablası bir ara dönüp annesine baktı, uyuyordu.” Kolay...
Devamını okuIslak, kurşuni ve boğucu bir hava vardı bu akşam. Serkan, sıkışık trafikte yol almaya çalışıyordu. Annesine sakinleştirici verip arka koltuğa uzatmışlardı. Derin ablası bir ara dönüp annesine baktı, uyuyordu.” Kolay...
Devamını okuAkşam erken iner mahpushaneye / Ejderha olsan kar etmez Bugün yine akşam erken indi mahpushaneye. Dışarda nöbet değiştiren askerlerin sesleri, içerde akşam sayımı yapan gardiyanların kilitlediği demir kapıların şakırtıları…...
Devamını okuDüğün evinin bahçesinde kazanlar kurulup ateşler yanmaya başlamıştı. Mahallenin gençleri ve çocukları sabahtan beri koşuşturuyorlardı. Odacı İlyas; kahverengi takım elbisesini düzelterek ortalıkta dolaşıyor, fıldır fıldır dönen...
Devamını okuMehmet Usta, dalına tüneyen baykuş gibi oturdu pencerenin önündeki koltuğuna. Birbiri ardı sıra geçen hep aynı kahverengi tren vagonlarına benzeyen bir gün daha bitmek üzereydi. Yıllar öncesine dalıp gitti. Şairin, “gonca...
Devamını okuSabahın ilk ışıklarıyla birlikte gecekondu mahallesi yeni bir güne uyanıyordu. Tek katlı, briketten yapılmış sıvasız küçük evler dizilmişti Ankara Asfaltı’nın kenarına. Memleketin her yanından iş, ekmek ve gelecek arayanların...
Devamını oku