Kim bilir bu çığlık kaç evde yankılandı? 

Kimi zaman gırtlağını yırtarak bağıran, kimi zaman yüreğini parçalayarak susan çocukların çığlıklarıydı bunlar ama çoklukla duyulmadılar. 

Bazen bir erkeğin yanında görülen evin kızlarından birinin, namusu kirlendi diye öldüresiye dövülürken kardeşleri tarafından dile getirildi.

Bazen tecavüze uğrayan namusu kirlenmiş bir genç kızın aile meclisi tarafından verilen ölüm fermanını yerine getirecek bir delikanlının iç sesi oldu, tecavüzcü hiç suçlanmadan.

Bazen ensest kurbanı olan bir kız çocuğunun her tecavüzde içine işleyen sessiz çığlıklarını kimseye duyuramayınca intiharı seçmesiyle gözümüze sokuldu. 

Bazen de cinsel tercihi beklenenin dışında olan erkek çocukların öldüresiye dövülürken annesine bile duyuramadığı sessiz çığlığıydı… ÖLDÜRME BABA!

Biz bu çığlıkları toplum olarak duymak istemediğimiz için son bir yıl içinde ülkemizde öldürülen kadın sayısı beş yüzlere yaklaştı.

Bu cinayeti işleyenler takım elbiseleriyle, namus kisvesiyle “Seviyorum hâkim bey”, “Aldatıldım hâkim bey” ikiyüzlülüğüyle indirim almaya devam ettiler. 

Komşular bu çığlıkları duymazdan geldi, bazen de aile büyükleri veya çağrılan emniyet güçleri “babanızdır”, “kocanızdır” diyerek şikâyetleri geri çektirip barıştırdı ve eve gönderdi o çığlık sahiplerini.

Uluslararası mülteci rejimi çerçevesinde bile, hâlâ toplumsal cinsiyete dayalı zulüm açıkça tanınmadığı gibi kadınlar genellikle bağımsız mülteciler olarak da tanınmayınca…

Yaşanan ülke kanunları da erkek egemen olup, caydırıcı olmayınca… 

Toplum da namus temizleme konusunda öldürmeye cevaz verince…

Babanın ya da kocanın insafına bırakılan kadınların kaçacak yerleri kalmıyor ve ülkemizde olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde kan dökülmeye devam ediliyor. 

Devletlerin şiddeti bitirmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini hem yasalarda hem de toplumsal yaşamda hayata geçirmesi gerektiğini belirten ve tam adı Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının alındığı şu günlerde, biz en azından öykülerimizle bu çığlıklara kulak veriyoruz.

İyi okumalar…