Bir Mektubum Var
Sayın Okuyucu, Geçen sene bana, bir haftalık tatil yerine, aynı ülkede yirmi beş günlük tatil öneriyoruz deseler sevinçten havalara uçardım. Gezgin bir ruhum var, tek bir şey için para biriktiririm ben. Öyle evim olsun,...
Sayın Okuyucu, Geçen sene bana, bir haftalık tatil yerine, aynı ülkede yirmi beş günlük tatil öneriyoruz deseler sevinçten havalara uçardım. Gezgin bir ruhum var, tek bir şey için para biriktiririm ben. Öyle evim olsun,...
Eda, taşındığı gün bir kere gördükten sonra yatak odasında balkon kapısı olduğunu daha önce fark etmemişti ya da unutmuştu. Odayı loş yapan kalın perdeleri hızla çekince cılız güneş ışığı sokuldu usulca odanın içine doğru....
Ebru Hanım telaşlı telaşlı bir odadan diğerine koşturup duruyordu. Her seyahat öncesi yaşanan bu telaşa alışkın İrina, hanımının Türkçe yağdırdığı talimatları doğru anlayıp azar işitmeden yerine getirebilmek için kulaklarını iyice açmış, Ebru Hanım’ın peşinde...
Asya’dan çıkıp, geniş bir coğrafyaya yayılan Attila ve Cengiz Han imparatorluklarından sonra, bir istilacımız daha var şimdi. Sinsi, hızlı, daha korku salıcı bir müstevli… Kraliçe Corona… Taçlı İmparatoriçe! Üç ay gibi kısa bir sürede...
– Ay panpa, beklesenize ya! Tabakhaneye mi yetişiyoz? Ne bu acele? Söyle şu rehber bozuntusuna da yavaş gitsin az biraz. Kalp krizi geçirecem valla! Nefesim tıkandı ayol! – ……. – Ne diyo, ne diyo?...
Soğuk bir kış akşamı. Gün, gökyüzünü sarıya boyayarak batmaya hazırlanıyor. Göğü delen evler, ofisler yapmanın moda olduğu günümüzde mecburen yaşamaya mahkûm edildiğimiz, deniz seviyesinden yüzlerce metre yükseklikteki “modern’’ evimin, şehre tepeden bakan manzarasından ufuktaki...
“Şerifeeeee! Ekmeği dilimleyiver kızım!” Sıradan günlerin sıradan bir sabahında, otomatikleşmiş hareketleriyle kahvaltı sofrasını hazırlamıştı Zeliha. Her gün neredeyse gözümüz kapalı yaptığımız, sadece beynin komutlarına farkında bile olmadan amade olduğumuz eylemleri günlük “rutin” diye mi...
Gecenin sabaha erişmeye hazırlandığı şu saatlerde Taksim’den havaalanına giden servis otobüsündeyim. Camdan büyük bir merakla etrafı izliyorum. Çok uzağımda akıp giden bambaşka yaşamlara şahitlik etmek öyle ilginç ki. Tarlabaşı bulvarında Şişhane’ye doğru yürüyen iki...
Mehmet Usta, dalına tüneyen baykuş gibi oturdu pencerenin önündeki koltuğuna. Birbiri ardı sıra geçen hep aynı kahverengi tren vagonlarına benzeyen bir gün daha bitmek üzereydi. Yıllar öncesine dalıp gitti. Şairin, “gonca gülünü bırakıp gittiği...