Bir çırpıda okunan, çok farklı bir okuma deneyimi sunan bir novella ile karşınızdayız: Sürücü Koltuğu. Yahudi göçmeni bir ailenin kızı olarak 1918 yılında İngiltere’de dünyaya gelen yazar Muriel Spark’ın etkileyici bir eseri. Yazar bu kısa romanda çıktığı yolculukla yaşamının kontrolünü eline almaya çalışan bir kadının hikâyesini şaşırtıcı bir kurguyla okuyucuya sunuyor.
Muriel Spark’ın dilimize çevrilen çok fazla eseri yok. Sürücü Koltuğu yıllar önce Remzi Kitabevi tarafından yayımlanmış. Şimdilerdeyse Siren Yayınları tarafından basılıyor. Kitabın yeni basımındaki kapak tasarımı da çok etkileyici olmuş. Çeviri ilk basımda olduğu gibi yine Nihal Yeğinobalı’ya ait.
Bu kısa romanı tanıtım sayfalarımıza taşımamızın nedeni elbette bir yolculuk hikâyesi taşıması ancak belki de bundan daha da önemlisi kurgusu ve anlatım dilindeki farklılık. Yazar yalnız bir kadının yaşadığı çıkmazı kitabın kahramanını karşımıza çıkardığı ilk an olan mağazada elbise alışverişi sahnesiyle bize resmederken ilerleyen sayfalarda bunun sadece kendini arayış hikâyesi olmadığını da anlıyoruz. Çünkü kurgu bir polisiye heyecanı içinde devam ediyor. Ve en nihayetinde yine heyecanlı bir kovalamacanın ardından ters köşe yaparak hiç beklenmeyen bir şekilde sonlanıyor.
Manik depresif kahramanımızın gelgitlerini takip etmeye çalışırken karşısına çıkan diğer karakterleri de çözmeye çalışıyoruz. Kadın kahramanımızın uçağa bindiği andan itibaren karşısına çıkan diğer karakterler de en az onun kadar değişik tipler. Ancak anlatının kurgusu içinde bu karakterleri de okuyucu olarak anlıyor, garipsemiyor, hayatlarına dair onları haklı bir zemine oturtacak ipuçları arıyoruz. Hikâyede tek başına yolculuk yapan genç ve güzel bir kadının yaşamak zorunda kaldıklarına da şahit oluyoruz.
Kurguyu farklı kılan tıpkı bir sinema filminde olduğu gibi “flashback”ler kullanmış olması. Örneğin yirminci sayfadaki üçüncü bölüm şöyle bir paragrafla başlıyor: “Yarın sabah boş bir villanın bahçesinde ölü bulunacak; şu anda 14 no’lu kapıdan yolcu alan uçakla gitmekte olduğu yabancı kente ait bir park arazisinde; birçok yerinden bıçaklanmış, bilekleri ipek bir eşarp, ayakları bir erkek kravatıyla bağlanmış halde.” Oysa biz daha hikâyenin başındayız ve kadın kahramanımız uçaktan yeni indiği şehirde taksi bulmaya çalışıyor. Zaman zaman araya giren bu tarz atlamalar okuyucuya bir yandan ‘acaba?’ dedirtirken öte yandan kadın kahramanın karışık zihninin kurgusu olduğunu düşündürüyor.
Sürücü Koltuğu dünyanın bir ucundan kalkıp kendi sonunu yazma cesaretini gösteren bir kadının hikâyesi gibi de okunabilir kadınların dünya üzerinde her türlü şiddete karşı var olma çabası olarak da. Açıkçası yazar Muriel Spark’ın yaşam öyküsünü okuduktan sonra ikinci ihtimal daha yakın geliyor. Bana kalırsa bu novella üstün bir kadın zekasının ortaya koyduğu bir başkaldırı hikâyesi.
İyi okumalar dilerim,
Sürücü Koltuğu, Muriel Spark, Siren Yayınları, 5.Baskı 2022, 91 sayfa