Çivi değil balyoz, balyoz! Tam da günü! Hep de bulur gününü… Of! Mektup da
üstüne… Karanlık, biraz karanlık… İyi gelir… Kapa gözlerini sıkı sıkı… Mektup
dursun. Yok durmasın… Şikâyet edeceğim… Etsem ne olur? İmzasız… Gene
de… Oğlana sorsam? O bilir… Arayayım. Dur… Sakin ol… Kapa gözlerini… Beş
dakika… Arama… Kendin hallet… O seni arıyor mu? En son ne zaman aradı?
Hatırlamıyorum bile. Bayram? Evet, evet… Bayramda. Öyle, yalandan… Gelin
konuşmadı bile. Mendebur! Patlayacak gibi… Patlasa kurtulur muyum? Gözüme
gözüme vuruyor… Hadi Nazmi, kalk… Şurası zaten… On dakika yürüyüş… İyi
de gelir… Temiz hava… Belki… Güneş gözlüğünü tak. Aman! Nerede ki? Hep
kaybolur… Hep kayboluyorlar… Her şey… Herkes… Kapı bile çalmıyor. Anca
bakkalın çırağı. Mektup… Kim getirdi? Altından atılmış. Korkaklar! Bulsam şu
mereti… Hah! Çekmeceye koymuşum. Mektup… Komiser Mahmut’a göstermeli.
Şikâyet etmeli… İmzasız ama… Olsun… Belki bir şey der… Bir yol…
Terk et binayı demişler… Sanki onların! Bilirlermiş yapacaklarını… Ne yaparlar?
Döverler mi, öldürürler mi? Dövsünler… Gene de terk etmem. Oğlanın burası…
Ona bırakacağım tek şey… Babamdan kaldı desin. Gururla… Gelin bakmaz ya!
Öldürürlerse… Cenazeme gelirler artık. Herhalde… Mendebur gelin bile gelir.
Torunlar da… Hiç görmedim onları. Doğumlarından iki resim. O kadar… Gelin
yüzünden hep. Meymenet de yoktu yüzünde. Hadi Nazmi, düşünme… Komiser
bilir… Vardır bir çaresi.
Güneş şimşek gibi… Gözlük… Bir işe yaramıyor… Balyoz balyoz üstüne…
Mektup… Cebimde… Önüne bak… Yürüdükçe azalır… Oğlan da haklı… On
yaşındaydı… Annesini terk ettim. Ne arama, ne sorma… Har vurup harman savurdum…
Hızlı hayat… Bol içki… Çok kadın… İyi ki almışım bu binayı. Hatırlıyorum…
Oğlana demiştim içimden. Vicdan herhalde… Başka da bir şey yok. İyi
oğlan gene de. Nasıl buldu beni? Otuz sene sonra… Geldilerdi… Gelinle… Suratsız
bir şeydi. Yeni evlenmişler… Gelin hamile… Bir daha da görmedim gelini.
Oğlan geldi ara ara başlarda. Tek başına… Sonra bayram seyranda kırık dökük bir
telefon işte… Gelin göndermiyor… Biliyorum. Bıraksa gelir oğlan… Arayıp bulmazdı
yoksa… Of! Gözüm yerinden çıkacak sanki… Az kaldı… Köşeyi döndüm
mü karakol.
Mahalleyi yeniden yapacaklarmış… Peh! Eskisi gibi olur mu? Satmam demiştim
birkaç ay önce. Yükselttikçe yükselttiler… Satsa mıydım? İyi paraydı aslında…
Oğlanın daha mı işine yarardı? Yok, yok… Gelin yerdi parayı… Adım geçmezdi…
En iyisi mülk bırakmak… Satsa bile… Babamdan kalmıştı der… Der mi?…
Bir adım kalsın bari… Öldükten sonra da olsa… Allahtan annesi yeniden evlenmiş.
İyi bakmış Ahmet Bey oğlana. Sen nerelerdeydin? O kadının koynunda… Bu
içki sofrasında… Hiç düşündün mü Nazmi? Oğlana ne olur… Ya kötü bir adamın
eline düşseydi… Allah korumuş… Allah belanı versin! Bak… Yapayalnızsın… Torunlarının
keyfini Ahmet Bey sürüyor. Sen?… Resimlere bak bak dur… Kocaman
olmuşlardır… Müstahak sana… Oğlan, oğlan gene de iyi… Arıyor arada…
Bayramlarda… Sen olsan? Arar mıydın? Bakmazdın bile suratına… İyi oğlan…
Gene de… Her şeye rağmen.
Satmam dedim ya… Göz korkutacaklar… Kesin onlar… Mektubu yazan… İmza
yok… Nasıl ispat edeceğim? Pezevenkler! Şehir eşkıyası bunlar… Satmam…
Öldürseler de satmam. Oğlumun orası… Ona benden kalacak tek şey… Yok…
Asla satmam… Uğruna ölürüm de gene satmam… Dur hele… Komiser Mahmut
verir bir akıl… Ya yapacak bir şey yok derse? Silah mı alsam… Şimşekler
çakıyor… Çatlayacak… İyi gelmedi hava… Daha da beter… Evet, evet silah almalı.
Yıldızlar uçuşuyor… İki adım daha… Karakol… Oturursun… Çok mu sıcak?
Ter bastı… Çok karanlık.
***
-Amca, amca?
– Bayılıverdi birden.
– Öldü mü yoksa?
– Su getirsin birisi.
– Yüzüne dök. Bol bol…
– Hah! Kendine geliyor.
– Bir şey diyor…
– Ne diyor?
– Anlamıyorum ki! Sayıklıyor galiba…
– Kulağını versene.
– Satmam gibi bir şey diyor. Yok, yok… Oğlan ya da oğlum diyor. Oğlum… Satmam…
gibi bir şey…
– Allah! Allah! Ne acaba?
– Ne oluyor burada?
– Komiserim, bayılıverdi kapıda.
– A bu bizim Nazmi Bey…
– Tanıyor musunuz Komiserim?
– Tanırım, kahveye gelir ara sıra.
– Birine haber versek?
– Kimi kimsesi yoktur bildiğim.
– Oğlum diye sayıklıyor. Oğlu olmalı…
– Hiç duymadım. Bahsetmez…
Bir uğultu… Herkes konuşuyor… Yüzler bulanık… Kim bunlar? Onlar mı?… Yakaladılar
mı beni? Öldürecekler… Oğlumla konuşsaydım… Ölmeden önce… Son
defa… Seni çok seviyorum oğlum… Diyemedim… Demeliydim… Gitmemeliydim…
Boşa geçmiş bir hayat… Satmayacağım ulan! Satmayacağım! Öldürseniz
de satmayacağım… Oğlum senin orası… Seni hep sevdim… Oğlumun orası…
Satmam… Satmam… Satmam!