Yazar: Füsun Uzunoğlu

Hafif Bir Koyuluk

Yavaşça pantolonunun oturak bölümüne yerleştim. Önceleri pek de belli değildi orada olduğum. Hafif bir renk koyuluğu o kadar. Sanki kumaşın defolu bölümü gibi, yanlışlıkla bir yerlere oturmuş gibi, şöyle belli belirsiz bir...

Devamını oku

Buluşma

Hava ağır. Bir filmin kareleri gibi, silik, bulanık, belirsiz. Kareler tren vagonları gibi hızla geçiyor, izlemesi olanaksız ama geçtiklerini biliyorum. Arkalarından bakıyorum. Boş rayların yansımaları var, üzerlerinden uçarak...

Devamını oku

Yabancı ve Gitar

Bodrum’un dar yokuşlarından çıkıyorum. Aklımda balıkçının dizeleri. Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin, Sanma ki sen Geldiğin gibi gideceksin Eski cumbalı evlerin gölgelerine sığınarak ilerliyorum. Güneş yakıyor....

Devamını oku

Büyük Arkana

Bir mum yaktım. Sandalyeyi yaklaştırdım, Tarot kartlarımı çıkardım, karıştırdım, masaya yaydım. Bilinmeyenin ardında, gizlerin peşinde, kendi gizimin peşinde, kendimle yolculukta, iyi kötünün dengesinde farklı bir dünyaya...

Devamını oku

Kırmızı Atkı

Dün gece oldukça soğuktu. Sen dışarıdaydın. Önemli bir işim var demiş, çıkmıştın. Ne olduğunu sordum, acelem var sonra söylerim demiştin. Merak etmiştim ama ben arkandan yetişene kadar çıkmıştın bile. Paltonu ve şapkanı...

Devamını oku