Yazar: Hediye Nar

Plajda

Hafta sonu tatilcilerinin geride bıraktığı hali-perişan bir kumsaldayım. Plaj çer-çöp içinde. Neler yok ki! Kirli bebek bezleri, plastik şişeler, bardaklar, tabaklar, boş bira, kola kutuları, kemirilmiş mısır koçanları,...

Read More

Yol Ayrımında

Dar dipsiz, kör bir kuyuya düşmüşüm. Duvarlarında ıslak sabun kayganlığı ve pürüzsüzlüğü. Tutunup da kendimi yukarı çekebileceğim tek bir çıkıntı çarpmıyor ellerime. Kuyunun karanlık duvarlarına çarpa çarpa döndükçe hızlanan...

Read More

Al Basması

Mahmut aceleyle siyah keçe gocuğunu giydi, kasketini, başına bağladığı siyah-beyaz kareli şalın üstüne oturttu sıkı sıkıya. Tek odalı toprak evin duvar dibine yayılmış yer yatağında, iki günlük bebeğinin yanına yatmış karısının...

Read More

Ünlem

Cezaevindeki ilk gecen. Otuz sekiz yıllık zindan hayatına karşın başka bir zindanın duvarları arasındasın şimdi. Günün hangi saati haberin yok. Dizlerin karnında, iki büklüm büzüşüp sert ve soğuk bir yatağa uzanmışsın. Peşinden...

Read More

Mevsimlik Aşk

  Adana gündüzünün arkasında bıraktığı bürkülü cehennem sıcağı geceye karışıp Pamukova’nın üstüne abanmıştı. Geceyi serinletecek en ufak bir yaprak kımıltısı yoktu havada. Ovaya dağılmış mevsimlik işçi barakaları, içindeki...

Read More