Darağacı
Gün doğarken uçak havaalanına inmiş, telefonuma gelen mesajıyla işe uğramadan direkt arkadaşımın evine gitmiştim. Darmadağınık bir yüzle kapıyı açıp gece boyu uyumadığını söyleyerek son zamanlarda sürekli gördüğü o rüyayı...
Devamını okuGün doğarken uçak havaalanına inmiş, telefonuma gelen mesajıyla işe uğramadan direkt arkadaşımın evine gitmiştim. Darmadağınık bir yüzle kapıyı açıp gece boyu uyumadığını söyleyerek son zamanlarda sürekli gördüğü o rüyayı...
Devamını okuAğrıyan omzunun verdiği rahatsızlıkla sağ tarafına döndü, buz gibi bir dokunuşla irkildi. Salonda deri kanepede uyuyakalmıştı. Elini kanepenin arkasından çekip yerinde doğruldu. Elli dokuzuncu katın, boydan boya pencerelerinden...
Devamını okuSarı sıcağın yakıp kavurduğu, öğle güneşinin beynimi delip geçtiği bir yaz günüydü. O saatte oldukça tenha olan cami sokağının köşesinde, bizim manavın bulunduğu noktanın hemen önünde bir siluet dikkatimi çekti. Önce kadın mı,...
Devamını okuOtogarda bekliyorum. Biletim yok. Nereye gideceğimi bilmiyorum. Sadece ekliyorum. Birbirinin peşi sıra kalkan otobüsler yolcularını varacakları yere taşırken, yüreğim artık taşıyamayacağını düşündüğüm bir ağırlığın pençesinde...
Devamını okuKöyün minibüsü şehirden gelen yükünü indirdi. Akşamın pusu düşmüştü toprak evlere. Yanık ot kokusu süzülüyordu bacalardan. Sessiz yaylalardan inmekteydi çıngırak sesleri. Özlem bir avuç bakış, küçük bir çiğ tanesi. Şevket köy...
Devamını oku