Şal
Kavilleştikleri gün gelmişti. “Hasat sonu” demişlerdi. Kerim Ağa, oğlu Alican’ı Çulsuz Hüsmen’in kızı Şirin’le baş göz edecekti. Her iki evde de düğün hazırlıkları günler öncesinden başlamıştı. Evlerde telaş, gençlerde heyecan...
Devamını okuKavilleştikleri gün gelmişti. “Hasat sonu” demişlerdi. Kerim Ağa, oğlu Alican’ı Çulsuz Hüsmen’in kızı Şirin’le baş göz edecekti. Her iki evde de düğün hazırlıkları günler öncesinden başlamıştı. Evlerde telaş, gençlerde heyecan...
Devamını okuHer yıl olduğu gibi incir bahçesine göçtük bu yıl da. Ağustos ayı başından eylül sonuna dek ellerimizle tek tek topladık incirleri dalından. Zahmetli iş, öyle köyden gelip gitmekle olmaz, bahçe sahibi bile tavuğu, köpeği ne...
Devamını okuGökyüzü usulca kararırken, yağmur inmeden, samanlar ıslanmadan, milisler köyü basmadan buğdayı toparlayıp göçmenin telaşıyla son hazırlıklarını yapıyordu aile. “Naçar köylüklük işte” diyerek söyleniyordu Anuş. “Şu ekin...
Devamını okuBir tepenin üstünde durmuş, uçsuz bucaksız, bembeyaz bulutçuklarla kaplı vadiye bakıyorlardı. Güneş biraz hiddetini azaltmış olsa da yakıp kavurmaktan geri durmuyor, karşı dağlardaki yeknesak bozkırın sebebi olduğunu...
Devamını okuHelen taş duvarın bittiği yerde başlayan zeytinliğin arasına daldı. Elindeki orakla önüne gelen ağaca saldırıyor, her darbede artan öfkesiyle ağaçların gövdesinde büyük yarıklar açıyordu. Delirmiş gibiydi, gözleri bu yaşında...
Devamını oku