Keklikotu
Yaşlı bir kuşa benzetirdim büyükannemi. Yaylalarda soğuklar düşüp kar kapıya dayanınca; bütün bir yazı toplayıp kuruttuğu dağ çiçeği ve otlarını yüklenip ovaya inerdi. Bize. Evimiz şenlenirdi. Epey yaşlı olmasına rağmen bir...
Read MoreBeyaz gömleğin yakasına siyah kravatını taktı, üzerine aynı renkte takım elbisesini giydi. Aynanın önüne geçti. Sarı lüle saçlarını jöleyle şekillendirip parlattı. Aynaya doğru iyice eğilip elini sakalsız ve pürüzsüz yüzünde...
Read MoreÇok ağladı o gün. Alevlerle cızırdayan göğsü gözlerinin selleriyle ıslandı. Kopardığı ekmek parçası pütürlü bir taştan lokma olup düğümlendi boğazında. Yutkundukça içi yarıldı. Sofranın başında kıyıya vurmuş balık gibi kendinden...
Read More