Koca Kara
Mum alevine tapınan pervaneydi sanki. Turlayıp dönüyordu Koca Kara’nın etrafında. İrili ufaklı urlarla dolu, büyük bir oyuk açılmış pütürlü gövdesine doluyordu kollarını en yakınına sarılır gibi. Boyunun yetiştiği...
Read More“Kırmızı elbisemi getir, ölmeden bi kerecik giyineyim be Suat,” dedi. Sesi, ha şimdi ha birazdan ölür durumdaki birinden beklenmedik bir tizlikte, kelimeler tane tane ve bu eve geldiği günden itibaren yasaklanmış...
Read MoreGece nöbeti değişimindeyim. Doktorların tüm çabasına rağmen kurtulamamış bir hasta daha… Müdahale odasının önünde yaşananları, uzun koridorun ortasında hemşirelere ayrılmış özel bölümden üzülerek izliyorum. Yakında emekli...
Read MoreEl fenerlerinin cılız ışığıyla loşluğa bürünmüş yeraltı sığınağında nemli toprağa serilmiş karton mukavvaların üzerinde birbirlerinin nefesine sokulmuşlardı. Çoğu yaşlı ve çocuklardan oluşan bu insanlar, kentleriyle aynı adı...
Read MoreYer yatağının başına kümelenip ak çarşafta kan aradı iri cüsseli karılar. Deliye döndüler tabi bulamayınca aradıklarını. Ağızlar açıldı, dişler bilendi, gözler devrilip Lal Kız’a odaklandı. Her gözde bir dolu mermi....
Read More