Sayfa Seç

Vuslat

“gözlerin güneş olmuşsa gönlüme içimde tomurcuklanmışsa sevdan ırmaklar çağlıyorsa mutluluktan kokun kalmışsa avuçlarımda varsın geç gelsin bahar varsın beklesin vuslat bahara kadar” Vuslat… Ne çok hasret kokan...

Taciser

Ada vapuru yandan çarklı, Bayraklar donanmış cafcaflı. Simitçi, gazozcu, kahveci… “Ooo, Taciser Hanım, pek keyiflisiniz maşallah; ne güzel! Şarkınız ta uzaklardan doluyor kulaklara.” “Aa, merhaba Tahsin Beycim; nasılsınız?”...

Yabancı

Kiltablet Mart ayı konumuz “yabancı”, hepimize farklı çağrışımlar yapacak bir kavram. Genellikle tanımadığımız, uzak ya da farklı olan birini veya bir şeyi ifade eder. Günlük hayatta girdiğimiz birçok ortamda hem yabancı...

Yabancı

Soğuktu, yağmur yağıyordu… Buğulanmış camlara incecik parmaklarıyla resimler çiziyordu. Tek katlı ev, anne, baba, ortada küçük bir kız… Sevdiklerinin ellerinden tutmuş, önünde uzayıp giden ipince yol. Bir süre yaptığı resme...

İki Emanetçi

Hayatımın en anlamlı hediyesini sen verdin! İlkokul diplomamı gördüğünde anlımdan öptün- hep anlımdan öperdin. ‘Üniversite diplomanı görmek de kısmet olsun’ dedin. ‘Mezuniyet hediyesi olarak seni İstanbul’a götüreceğim....

Büyük Arkana

Bir mum yaktım. Sandalyeyi yaklaştırdım, Tarot kartlarımı çıkardım, karıştırdım, masaya yaydım. Bilinmeyenin ardında, gizlerin peşinde, kendi gizimin peşinde, kendimle yolculukta, iyi kötünün dengesinde farklı bir dünyaya...

Üçüncü Sır

O sabah lavaboda hiç beklemediğin bir durumla karşılaştım. Ciddi bir kanama. Sabah yürüyüşünü yapmak üzere hazırlanıyordum. Eşinden yeni ayrılmış, orta okuldan arkadaşım sundurmada kahvaltı için salata yapıyordu. Adı Metin ama...

Aşk Öyküleri

O sabah et, baharat ve kesif soğan kokan merdivenleri çıkıp ikinci katta bulunan hangar gibi işyerime girdim. Kokulara bakılırsa, öğle yemeğinde yine patatesli köfte vardı. Girişe yakın altı kişilik yuvarlak masamızda boş...

Her Derde Deva!

Gardırobun kapağını öyle bir hışımla itmişti ki kenara çarptığında sabahın köründe güümm diye çıkan sesten kendi bile irkildi. “Yavaş kızım yavaş! İntikam soğuk yenen bir yemektir,” dese de askılarda dolaşan elleri ne yaptığını...

Kırk Yıl

Neredeyse kırk yıl oldu görüşmeyeli. Güya birbirimize ahretlik olmuştuk. Kader beni uzaklara savurdu. Doğduğum toprakları unutturdu. Zaman anlaşılmaz bir şey. Ne yaşadığını, ne geleceği fark edemiyorsun. Dünya gailesi seni...

Altın Portakal

Her şey o cumartesi sabahı gittiğim bit pazarında başladı. Uzun bir suredir İstanbul’un bit pazarlarını ziyaret etmek hobim olmuştu. Yaşım ilerledikçe bu alışkanlık vazgeçilmezim oldu. Ölümden sonra neler yaşandığının...

Yabancı ve Gitar

Bodrum’un dar yokuşlarından çıkıyorum. Aklımda balıkçının dizeleri. Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin, Sanma ki sen Geldiğin gibi gideceksin Eski cumbalı evlerin gölgelerine sığınarak ilerliyorum. Güneş yakıyor....

O Nereye Gitti

Kış akşamlarının erken çöken karanlığında; yağmur, sokak lambasının ışığında gümüş ipler gibi süzülüyordu. Yorgun günün ardından bir an önce eve ulaşma isteğinin telaşı, araçların sileceklerindeki mekanik ses, çalınan...

Sır

SIR’ın Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre iki anlamı var; 1) Kimseye söylenmemesi, gizli tutulması gereken şey, giz. 2) İnsan aklının yeterince açıklık getiremediği şey. Hayatımızın başlangıcından itibaren sırlarla iç içeyiz....

Döngü Başladı

Galip’i kurşun grisi bir hava karşıladı. Pas içindeki bahçe kapısı, taş duvarlarıyla heybetli ama harap görünen konağı gerçek dünyadan ayırmak istercesine dimdik ayakta duruyordu. Yılların birikmiş yükünü hâlâ taşımaktan...

Küçük Sır

Çocuklara yazdırdığım sır temalı kompozisyon ödevleri karşımda. Kağıtlar bana bakıyor, ben kağıtlara. Odaklanıp okuyamıyorum. Kendi hikayemin içine çekip götürüyor konu beni ısrarla. Hatırlamak istemiyorum, olmuyor. Masada duran...

Sen de mi Brütüs?

İhanet çok yüzlü bir bıçak gibidir. Her kenarı ruhumuzda ayrı izler bırakır. Aşkta, iş ortamında, aile içinde ihanete uğrayabiliriz. Aldatan kişiye göre açılan yaranın derinliği değişebilir. Bıçakla açılan bir yara er ya da geç...

Buluşma

Hava ağır. Bir filmin kareleri gibi, silik, bulanık, belirsiz. Kareler tren vagonları gibi hızla geçiyor, izlemesi olanaksız ama geçtiklerini biliyorum. Arkalarından bakıyorum. Boş rayların yansımaları var, üzerlerinden uçarak...

İkilem

“Canım kızım ne kadar yakıştı gelinlik sana!” Sakın narsist falan olduğumu düşünmeyin, aynaya baktığımda düğün için yaratılan beni ben de beğendim ve anneme hak vermek durumunda kaldım. Onca hazırlık koşturma da bu sonuca...

Fark Etmez

Tema, “yabancı” olunca Albert Camus’un kült romanını raftan çıkarıp yeniden okudum. Çoğu edebiyatseverin okuduğunu varsaydığım ancak okunduysa bile, yeniden gözden geçirilmesinde, yaşadığımız dönem dinamiklerinin...

Epilog

Kitaplarda okumuş, dudak büküp geçmiştim. Bir tek sözün bu kadar deprem yaratacağını beklemiyordum. Temeli sağlam sandığım bir ilişki demek bu kadar kolay yıkılabiliyordu. Oysa kocaman bir yürek taşıyordum. Birkaç dakika...

Duruşma

Ne yapacağını, nasıl duracağını bilemez bir halde dikiliyordu hâkim karşında. Karısı evi terk edip gittiğinden bu yana zayıfladığını söylüyorlardı ama göbeğinin hacmi hiç eksilmemiş olmalı ki ellerini önünde kavuşturamıyor,...

Nadide’nin Sırrı

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Buz kesen gecenin soğuğu, adeta odaya yayılmıştı. Kalın hırkasını omuzlarına alarak mutfağa geçse de yüreğindeki titreme geçmek bilmiyordu. Ocağa çayı koyduktan sonra çocukların odasına gitti....

Yükleniyor