Şeytan Diyor ki

Her insanın içinde bir fısıltı vardır; bazen bastırılmış bir öfke, bazen yasak bir arzu, bazen de derinlerden gelen bir “neden olmasın?” sorusu. İşte o anda başlar şeytan konuşmaya: “Şeytan diyor ki…” Birine kalbini kır diyor,...

İki Ciddi Karar

Üçüncü çocuğuma hamileydim. İlkinde Sezaryenle ikiz kız doğurdum. Üç yıl sonra bir kız daha… O’da sezaryenle alındı. Dr. Uğur bey “Normal doğum riskli olur” demişti. “Rahim zarar görebilir”. Hamileliklerimde pek sorun...

Harpagona

Her akıllarına geldiğinde buruk bir tebessümle anımsayacaklardı o geceyi. Bu nasıl bir tesadüftü öyle… Arif, Erdem, Kamil, Muhtar, Murat: mahallenin beş haylazı. Baş başa verip Muratgilin bahçe duvarının gölgesinde fısır...

Yardımcı Oyuncu

İklim değişikliğinden mütevellit yaz sıcaklarının bize göz kırpıp sonra tekrar soğuduğu bu günlerde, yaza hasret, tema olarak iskele çıkıverdi ağzımızdan. Öyle ya, çoğumuzun iskeleden denize atlamışlığı, ayaklarını...

Yemin Töreni

“Kaç gecedir aynı rüyayı görüyorum. Aynı kara gözler şefkatle bakıyor bana. Sonra bir şeyler söylüyor. Anlamıyorum. Tuhaf, bilmediğim bir dil konuşuyor. Ben elini tutmaya çalışırken kayboluyor karanlığın içinde. Uyanıyorum,...

Arkadaş

İskele temalı sayımızda yazmazsa hayata tutunamayacak bir yazarın, Panait Istrati’nin Mihail (Arkadaş adıyla da anılıyor) adlı kitabını hatırlayalım ya da tanıyalım istedim. Otobiyografik özellikler taşıyan kitabı daha iyi...

Issız

Deniz ve Mehtap, Sordular seni… Neredesin? Nasıl derim terk etti, Bıraktı beni gitti. Anladılar ki aşkımız bitti! İçimin dilinde yine bu şarkı… Ben mi dolunayı seyrediyorum? Dolunay mı beni? Hayatımızın kesiştiği bu...

İskele

Kapıdan içeri girdiğinde, sende farklı bir şeyler olduğunu sezmiştim. Garip değil mi, sonra sen de aynı şeyleri bana söyledin. Sessizce bakışmamız bundandı belki de. Sonra odanız var mı diye sordun. Kış günü bu sahil...

O Pencere

Ben denizi meslek edinmiş adamlardanım. Şimdi elli üç yaşındayım. Hiç evlenmedim. Belki istemedim, belki de farkında olmadan istemeye cesaret edemedim. Ömrüm vapur köprüsünde geçti. Martı sesleri, sis düdükleri, ıslak halat...

O Yaz

Esneyen tahtanın gıcırtısı, ıslak ayakların minik adımları ve sıçrayan suyun şıpırtısı beni anılara sürüklüyor. Yürürken, yıpranmış tahtanın kıymıkları ayağıma batıyor. Sahilden hızını alıp gelen, iskeleden kendini suya...

Uskur

Soğuk bir ilk bahar sabahı kuzey İngiltere’deki “Deniz Kuşu” tersanesi A blokta çalışan dökümhane ustabaşısı, iş emrini imzalattığı mühendisin ofisin-den çıkarak aşağı inmek üzere demir merdivenlere yöneldi. Bildik fabrika...

Zaman Aynı Kalsın

“Gittiğin sabahı hatırlıyor musun? Omzunda küçük bir çanta vardı. Hava sisliydi. Sabahın erken saatleriydi Bakışın ve sözlerin eksikti. Kal demedim. Sen de döneceğim demedin. Gittin. Gri bir sabahta gökyüzü yorgundu. Söylenecek...

Tek Kişilik Dev Kadro

Değerli Okurlarımız, bu ayki sayımızın baş konuğu Kiltablet yazarlarımızdan ilk öykü kitabı internet raflarında yerini alan Sevgili Hüseyin Karagöz… “Kilitli Hatıralar” öykü kitabıyla ilgili sorularıma yanıt vermeyi kabul ettiği...

Hafif Bir Koyuluk

Yavaşça pantolonunun oturak bölümüne yerleştim. Önceleri pek de belli değildi orada olduğum. Hafif bir renk koyuluğu o kadar. Sanki kumaşın defolu bölümü gibi, yanlışlıkla bir yerlere oturmuş gibi, şöyle belli belirsiz bir...

Kar Beyaz

Ufacık bir kıvılcım masalı sonlandırdı. Bembeyaz heyecanların ardından sarı, turuncu, kırmızı renkleriyle harlı bir yangın geceye aktı ve acı bir yarıyıl -sömestr- tatili hafızalara kazındı. Yazık, çok yazık! “Kar beyaz” ölüme...

Kırmızı Mürekkep

Mürekkep lekesiydi onda ilk fark ettiğim. Gömleğinin sol cebinin kenarında kırmızı mürekkep lekesi. Oysa mis gibi parfüm kokusu, tıraşlı yüzü, kepeksiz yana taranmış saçları, ütülü gömlek ve pantolonu, bakımsız bir erkek...

Kurbağa Ayağı

Her zamanki gibi o sabah da erkenden uyanmıştı uyanmasına ama yataktan hiç çıkası yoktu. Uykusuzluktan ölüyordu üstüne bir de kemikleri sızım sızım sızlıyordu. Karısına “Kütük gibiyim,” dedi “bırak biraz daha uyuyayım.” Beş...

Pancar Salatası

Hastalık hastası Ercan Bey, eşi Meryem’in vefatından sonra iyice hassaslaşmıştı. Her gün internetten saatlerce araştırma yapıyor, kendi kendine koyduğu teşhisleri kızı Elif’e anlatıyordu. Annesi vefat etmeden kısa süre...

Sıradaki Durak: Kendim

Tren, istasyondan ağır ağır hareket ettiğinde, camdan yansıyan siluetim bile bana yabancı geldi. Saçlarımı toplamayı yine unutmuştum. Belki de bilinçli bir unutmaydı. Umursamamayı seçmek, görünmemeyi garantilemek gibi....

Şarkıcı

Müzeyyen çaktırmadan masadaki isim etiketlerini kolaçan etti. Behice Hanım kendini ve kocasını Kralın iki yanına yerleştirmişti. Tevfik Beyin adı diğer uçtaydı. Ürdün Kralıyla yakınlığı olmasa Tevfik Bey’i de davet etmezlerdi...

Vuslat

“gözlerin güneş olmuşsa gönlüme içimde tomurcuklanmışsa sevdan ırmaklar çağlıyorsa mutluluktan kokun kalmışsa avuçlarımda varsın geç gelsin bahar varsın beklesin vuslat bahara kadar” Vuslat… Ne çok hasret kokan...

Kırk Yıl

Neredeyse kırk yıl oldu görüşmeyeli. Güya birbirimize ahretlik olmuştuk. Kader beni uzaklara savurdu. Doğduğum toprakları unutturdu. Zaman anlaşılmaz bir şey. Ne yaşadığını, ne geleceği fark edemiyorsun. Dünya gailesi seni...

Yükleniyor